Bilim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bilim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Cumartesi, Ekim 04, 2008

Nükleer Enerji ve GDO'lar

Wikipedia'da biraz araştırma yaptım...

Dünya'da çalışır halde 439 nükleer santral varmış. Avrupa Birliği ülkelerinde 147, ABD'de 104 reaktör çalışıyormuş.

ABD, Fransa, Japonya, Rusya, İngiltere, Kuzey Kore, Kanada, Almanya, Hindistan, Ukrayna, İsveç ve Çin 10'dan fazla nükleer santale sahip olan ülkeler. (aşağıdaki bağlantıdan listenin tamamına bakınız)

Fransa, elektrik üretiminin %80'ini nükleer enejiden sağlıyormuş. Fransa'da şu anda inşası süren bir reaktör ve teklif aşamasında olan bir reaktör daha varmış.

Hali hazırda nükleer santrale sahip olan ülkelerin neredeyse tümünde inşası süren yada planlama aşamasında olan yeni santraller var.

Bu bilgileri aldığım listeye şu adresten ulaşabilirsiniz;
http://en.wikipedia.org/wiki/Nuclear_power_by_country

Nükleer karşıtı eylemcilere karşı şiddet kullanılmasını kesinlikle tasvip etmiyorum.

Tam olarak bilmiyorum, aranızda bilen varsa ve anlatırsa sevinirim; Fransa nükleer santrallerini inşa ederken nükleer karşıtları neler yapmışlar? Fransa bunlara ne yapmış? Avrupa'da toplam 147 adet reaktör çalışırken, Dünya'da toplam 439 reaktör çalışırken bizim kuracağımız reaktör tüm dünyayı bir anda riske mi sokacak?

Ben ifade özgürlüğünün yanındayım. Protesto etmek isteyen etsin ama bu protestoların ardındaki mantığı anlamıyorum.

İki yıl Pamukkale Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik bölümünde okudum. Bölüm başkanımız Prof. Dr. Hasan Erdoğan Türkiye'de nükleer santral konusununda danışmalık görevi olan bilimadamıydı. Toplantıları hep protestolarla engellendiği için gizli yer ve tarihlerde buluşma kararı alınmış. Yapacakları en gizli toplantıların bile bir şekilde haber alınıp yine eylemlere sahne olduğunu anlatmıştı. Yani devletin bu işle görevlendirdiği ekipten en az biri eylemcilere haber veriyor. Hasan hocam bize santralleri enine boyuna anlatmıştı. Türkiye'de nükleer santraller yapılmasını istiyordu.

O dönem de Bernard Cohen'in Çok Geç Olmadan adlı kitabını da okudum. Size de tavsiye ederim. http://kitap.tubitak.gov.tr/k010.html

Ben nükleer enerji santrallerini destekliyorum.

İkinci bir konu GDO... Genetiği değiştirilmiş organizma konusu... Aynı nükleer konusu gibi...

Ben Fizik bölümünden sonra Biyoloji okudum. Genetik neymiş, nasıl değiştirir, neler yapılırmış öğrendim... Hayatımda GDO protestosu kadar saçma birşey görmedim. Okulumuzda bu konuda eylemler yapıldı... Ben de gidip eylemcilerle konuştum ve hiç birşey bilmediklerini gördüm. Eğer okul yönetiminde olsam o eylemlere katılan Biyoloji öğrencilerini bir daha hiçbir üniversitede okuyamama şartı ile okuldan atardım. Zira birinci sınıfta daha işin abecesi seviyesinde öğretilen şeyleri anlamayan bir insan okulda boşuna yer işgal ediyor demektir.

GDO'ya hayır diyenler aslında itiraz ettikleri şeyin endüstriyel tarım olduğunu farkedemiyorlar. Olayı genetik lafı ile süslemişler, neden bilmiyorum kendilerini ve halkı kandırıyorlar.

Zararlı GDO vardır. İnsanı öldürecek GDO bile yapılabilir. Ama tüm GDO'lar zararlıdır demek yanıltmadır. Açık bir yanıltmadır. Biri çıkıp “tüm bitkiler zararlıdır” diyebilir... Yüzlerce zehirli bitki sayabilir ama bu onu asla haklı çıkarmaz.

Nükleer karşıtlığı da böyle... Bilimsel temeli yok... Pratikte birşey ifade etmiyor.

Nükleer karşıtları, ya da GDO karşıtları ile karşılaştığımda dalga geçiyorum... Ne kadar ahlaki bir davranış bu tartışılır ama bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan, bunu da stand felan açıp, domates kılığa felan girip yapan insanlara saygı duyamıyorum. Olayı bilmiyormuş gibi yaklaşıp neler saçmaladıklarını dinlediğimde kendimi tutamıyorum. Biri size gelip gitar çalmak parmak kanseri yapıyormuş, “gitara hayır” felan dese siz ne yapardınız?

Salı, Temmuz 15, 2008

Işık hızı = 0 m/s

Harvard Üniversitesinden Prof. Lene Hau'un ışık üzerine çalışmalarına bir gözatın. Kendisi ışığı bir noktada durdurup tekrar harekete geçirebilen ilk kişi.

-273°C'ta aşırı yoğunlaştırılmış sodyum bulutu (Bose-Einstein yoğuşkusu) içine gönderilen ışık yavaşlatılıp durduralabiliyormuş.

Çalışmanın makalelerini okumak isterseniz onlar da Hau Lab sayfalarında.

Şu iki videoyu da tavsiye ederim... Light and Matter ve Light-stopper.

Pazartesi, Ocak 16, 2006

Arkeoloji != Kazıbilim

Bir kaç aydır Vikipedi'de bir hayli zaman geçiriyorum. Bir tane makale bile yazdım [YJM]. Vikipedi'de makale sayısı gün geçtikçe artıyor; bu sevindirici bir gelişme ama makalelerin kalitesi ne âlemde acaba... Bazı makaleler maalesef üç satırdan oluşan uyduruk bilgiler demeti!
Vikipedi'de en çok rahatsız olduğum şey "uydurma" Türkçe! Adamlar yıllardır dilimize yerleşmiş, toplumun geneli tarafından kabul görmüş terimlere Türkçe karşılık bulma derdinde... Kazıbilim de bunlardan biri... Vikipedi'de Arkeoloji makalesi bu başlığa yönlendirilmiş. Bu makalenin tartışma sayfasına yazdığım şeyleri burayada aynen aktarıyorum.

Uydurma Türkçe'ye ne güzel bir örnek; Kazıbilim... Bu kelimeyi uyduran ve getirip buraya yazan zihniyete acıyorum. Arke ne demektir? Arkeoloji ne demektir? Bir düşünün! Bir araştırın! Arkeoloji kazmaktan ibaret olan bir bilim midir? Arke kazmak mı demektir? Türkçe'yi zenginleştiriyoruz diye kavramları daraltıyorsunuz. Daraltmanında ötesinde anlamlarını bozuyorsunuz. İnsan kavramlarla düşünür. Gelecek nesillere içi boş, karşılığı olmayan, anlamı havada kavramlar bırakıyorsunuz. Anlamadığınız bilmediğiniz şeyler hakkında ahkam kesmeyi bırakın artık! Türkçe yabancı dillerden gelen kelimelere karşı kendini gerektiği ölçüde korur ve ayakta durur ama sizin bu "uydurukça" saldırılarınıza karşı dayanabilir mi bilmiyorum...


Arkeoloji => Kazıbilim şeklinde bir çeviriyi yapan, Vikipedi'deki sayfanın başlığını "Kazıbilim" koyan zavallı zihniyet beni asla anlamayacak, bundan eminim. Benim gibi düşünenlerin sayısı da şu günlerde pek bir moda olan ulusalcılık dalgasıyla bir hayli azaldı. Herkes, herşeye Türkçe isim uydurma telaşında... Yalan, yanlış farketmez!

Ben de bu "Türkçe uydurma" işine bir isim bulayım o zaman; Kazmabilim! Anlamadan, özünü bilmeden yapılan çevirinin hakettiği kelime budur. Kazıbilim; idraki kıt insanların marifeti budur.